Tedavisiz iyleşme ihtimali vardır.
Vakaların yaklaşık% 95’inde, SSR, bulguların ilk geliştiği tarihten itibaren 6-12 hafta içinde tedavi olmadan tamamen kendiliğinden düzelebilir. Bu nedenle, SSR’nin çoğunda tedaviye gerek yoktur. SSR ilk tesbit edildiğinde genellikle izlenmesi önerilir: Hasta 1-3 aylık bir süre boyunca yakından takip edilerek Retina altındaki sıvının azalıp azalmadığı kontrol edilir. Sıvıda azalma tesbit edilirse 6-12 hafta içerisinde tamamen iyleşme olacağı düşünülür.
Bununla birlikte, bazı durumlarda, tedavi önerilebilir. Sıvının dağılması 12 haftadan daha fazla sürüyorsa ve özellikle görme düzelmiyorsa tedavi önerilir. Sıvı uzun süre retinanın altında kalırsa retina altındaki skar dokusu gelişme riski büyük ölçüde artar. Görmede kalıcı hasara neden olan bu skar dokusudur. Tedavi tgerektiren diğer bir neden, hastada tekrarlayan SSR atakları olmasıdır. SSR geçtiğinde dahi hastaların% 20’sinde nüks görülecektir. Nüks sıklıkla başlangıçtaki olaydan daha hafif olsa da, sıvı art arda biriktiğinde, skar dokusu riski artar. FAF muayenesi, skar dokusuna neden olabilen geçirilmiş SSR ataklarının gösterilmesinde son derece yararlıdır. Tedavi gerektiren diğer nedenler, olağandışı miktarda sıvı mevcut olması ya da genellikle mesleki nedenlerle görmenin daha hızlı düzelmesine ihtiyaç duyulan, görme düzelmesi için 12 hafta bekleyemeyecek hastalardır.
SSR risk faktörlerinin kontrolü de önemlidir. Mümkünse steroid burun spreyleri veya yüz kremleri kullanılmasının durdurulması önerilir. Stres yönetimi ve tansiyon kontrolü de yararlı olabilir. Çok nadir durumlarda optik sinir çukuru (optik pit) mevcutsa, bunu düzeltmek için cerrahi seçenekler düşünülebilir.
Laser Tedavisi
Santral seröz retinopatinin tedavisi, flöresein anjiyografi, OCT taramaları ve mikroperimetri gibi diagnostik test yöntemleri aracılığıyla ilerlemenin izlenmesine bağlıdır. Bir hastanın SSR’si yeterince hızlı iyileşmezse, göz hekimi doğal iyileşme hızını artırmak için mikropuls lazer kullanabilir, böylece retina merkezi makula ve foveada zarar oluşması minimize edilmeye çalışılır.
SSR’nin lazerle klasik tedavi yönetimi, RPE olarak bilinen retinanın alt katmanında kaçağa neden olan odak noktalarına, yüksek termal enerjili lazer uygulamasıdır. Lazer tedavisinin amacı, lazer fotokoagülasyon kullanarak sızıntı yapan kan damarını koterize etmek ve kaçak miktarını azaltmaktır. Bu genellikle başarılı olsa da, retina içinde görme problemlerine neden olabilecek bir skar gelişimine neden olur.
Yakın zamanda, RPE fokal sızıntısının net bir şekilde tanımlanmasını gerektirmeyen daha yeni mikro-puls lazer teknolojisi kullanılmaya başlanmıştır. Bu uygulama, retina sızıntısını retinaya herhangi bir zarar vermeden durdurmayı başarmanın avantajına sahiptir ve hekiminiz tarafından SSR’yi tedavi etmek için tercih edilen yöntemdir.
CSR’li hastalarda lazer tedavilerinin erken kullanılmasıyla, merkezdeki sıvı sızıntısının daha erken çözülmesi sağlayabilir, bu da sızıntının süresini ve kalıcı görsel hasar olasılığını azaltır. Lazer tedavisinin hastalığın tekrarlama riskini azaltmadığının bilinmesi önemlidir.
Göz içi iğne tedavisi
SSR tedavisinde başvurulan diğer bir alternatif, anti-VEGF ilaçların göz içerisine enjeksiyonunudur.